Tam 21 asır önce göklerden kabul gören bir duaya bu yıl Ramazan Programı’nda kulak verildi. Yahudilerin dalaletine karşı Hanne Annemiz el açıp: “Rabbim! Karımdakini hür olarak- kayıtsız, şartsız- Sana adadım; benden kabul et! Şüphesiz sen işiten ve bilensin.” –Al-i İmran Suresi, 35- diye niyazda bulunmuştu. Onun adağını kabul eden Rabbimiz, Peygamberi Zekeriya’yı onu koruyup kollayan bir görevli kılmıştı. Bir kısmı Al-i İmran Suresi’nde bir kısmı Meryem Suresi’nde ve Kur’an’ımızın muhtelif sure-i celilelerinde yer alan bu hadiseyi Rabbimiz kadınıyla erkeğiyle bütün Ümmet’in bilmesini istedi.
Bir ana el açtı, Allah bu duayı kabul eyledi, duanın icabeti bir değil onlarca mucizeyle oldu. Rabbimiz, işte bu mucizelerin 21 yüzyıl önceden kıyamet gününe kadar idrakini istemişti, idrak etmeyenlerin sonunu da beyan etmişti.
1440 yılı Ramazan Programı’nda “Bir Ana Duası” sloganıyla Meryem Suresi okundu, anlamı öğrenildi, tefsiri işlendi, ezberlendi, onlarca seminerle konularına vakıf olmaya gayret edildi. 5-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen çalışmada gözler ve gönüller hep hurma ağacının bir kısmının göründüğü program flamasındaydı.
1439 yılında gerçekleştirilen “Ol Dedi Oldu” programının nihayete ermesiyle başlamıştı “Bir Ana Duası” program kayıtları. Programın farklılığı kayıt sürecinde hissedildi. “Âlemlerin kadınları üzerine seçilmiş”, “koruması için kura çekilen” bir kadın olan Meryem Anamız’ın ismiyle müsemma olmuş surenin idraki için gayret gösterilecek bir programa kayıtlar, nihayetinde kura çekilme şartıyla alınmıştı. Ve katılımcılar kurayla belirlendi.
“Bir Ana Duası” Programı’na 5 Mayıs Pazar günü başlandı. Heyecan, gayret ve himmet 114 sure-i celileden birinin daha hayata acil müdahalesini sağlayabilmek yönündeydi. Bu minvalde hazırlanmış olan program “Mucize ve İnsan” konusuyla başlayıp “Meryem Suresi’nden Bize Kalanlar” başlığıyla sona erdi.
Ramazan Programlarının oruçla gelen bereketi, ilim koşturmasıyla artarak hissediliyordu, bu yıl da hissedildi. Kimi anne çocuklarıyla kimi genç kız onlarca derdiyle aynı koltukları paylaşırken herkesin duyduğu nida aynı oldu: “Ye, iç, gözün aydın olsun!” – Meryem Suresi, 26. ayet-i kerime-
Program, 21 gün müddetince saat 10.00 ile 17.00 saatleri arasında gerçekleştirildi. Akşam vakitlerinde de hatim saatleri, Meryem Suresi tilavetleri, gecelere tat katacak seminerler yer aldı. Zekeriya aleyhisselamın: “Sabah-akşam Rabbinizi tesbih edin!”-Meryem Suresi, 11. ayet-i kerime- işareti uygulanmaya çalışıldı.
Yüzlerce kulak: “Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün!” –Meryem Suresi, 25. ayet-i kerime- emrini duydu. Yüzlerce kalp suredeki üç temeli kendi sadrinde inşa etmeye çalıştı; rahmet, Rabb, kul. Yüzlerce hayat, Meryem Anamız’ın hayatıyla buluşmaya çalıştı.
Programda 25. ayet-i kerimenin işlendiği seminerde “Rabbi’nin Meryem’e hurma ağacını silkelemesini emretmesinin 21. yüzyıl hatırası” yazılı, içi hurma dolu kutular hediye edildi. Program nihayetinde ise M. Yaşar Kandemir Hocaefendi’nin şerhini yaptığı, yakın zamanda neşredilen Ebu Davud rahmetullahi aleyhin “Kitabü’s Sünne” isimli eseri, Hocaefendi’nin duasını ve tavsiyelerini içeren bir notla katılımcılara hediye edildi.
Onlarca peygamberin anıldığı, peygamberlerden sonra gelen ve bozulan nesillerin özelliklerinin beyan edildiği, cennet ve cehennemin hatırlatıldığı, takva sahibi olma teşvikiyle dolu Meryem Suresi, zihinlere doğru akarken her iftar ve sahur saatini “Bir Dua” kapladı: Meryem Anamız’a benzemek, onun kulluğuyla yarışmak, kıyamet günü onunla beraberlik…
Kur’an ve Sünnet’in berrak üslubuyla zihinlerin temizlendiği, başta Zekeriya aleyhisselam olmak üzere peygamberlerimizden Rabbimiz’e nidanın edebinin öğrenildiği, namaz, rükû, secde tadı hedeflerinin koyulduğu “Bir Ana Duası” Programı, 1441 yılı Ramazan Programında gündem yapılacak Mü’min-Ğafir Suresi müjdesi ile sona erdi.
“Bir Ana Duası” Programı nihayete ererken “Rabbini Dinle” yaz programlarının başvuruları başladı: https://www.senavakfi.com/rabbini-dinle-yaz-kamplari-basvurulari-basladi/